NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
حُمَيْدُ
بْنُ
زَنْجُوَيْهِ
النَّسَائِيُّ
أَخْبَرَنَا
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
مَرْيَمَ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
جَعْفَرِ
بْنِ أَبِي كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
مُوسَى بْنُ
عُقْبَةَ عَنْ
أَبِي
إِسْحَقَ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ جُبَيْرٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ قَالَ
سُئِلَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَأَنَا
أَسْمَعُ عَنْ
لَيْلَةِ الْقَدْرِ
فَقَالَ هِيَ
فِي كُلِّ
رَمَضَانَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
سُفْيَانُ
وَشُعْبَةُ
عَنْ أَبِي
إِسْحَقَ
مَوْقُوفًا عَلَى
ابْنِ عُمَرَ
لَمْ
يَرْفَعَاهُ
إِلَى النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Abdullah b. Ömer
(r.a.)'dan; dedi ki:
Resûlullah (s.a.v.)'e
Kadir gecesi soruldu. Ben de dinliyordum.
"O her
Ramazandadır" diye cevap verdi.
Beyhakî,
es-Sünenii'l-kübrâ, IV, 307.
Ebu Davud dediki: Bu
hadisi Süfyan ile Şu'be de İbn Ömer'e kadar ulaşan (bir haber) olarak Ebu İshak'tan
rivayet ettiler, (senedi) Nebi (s.a.v.)'e ulaştırmadılar.
İzah:
Metinde geçen "ben
de dinliyordum" cümlesi hem hâl cümlesidir hem de esmeu: dinliyorum"
fiili ile mütealliki olan "an leyleti'1-kadr" kelimesi arasına girmiş
bir "mu'tariza cümlesi”dir.
Tîbî'nin beyânına göre
metinde geçen "O, her ramazandadır" cümlesinin iki manaya ihtimali
vardır:
a. "Ramazanın her
gecesinin Kadir gecesi olma ihtimali vardır" anlamına gelebilir. Bu
manaya göre Kadir gecesini ramazanın belli bir gecesine veya haftasına tahsis
etmek doğru değildir.
b. "Kadir gecesi
her senenin ramazan ayına isabet eder" anlamına gelir. Bu manaya göre de
Kadir gecesinin ramazan ayının dışına çıkabileceğini söylemek doğru değildir.
Buraya kadar
tercümesini sunduğumuz hadis-i şeriflerden anlaşılıyor ki: Cenab-ı Hak ve
tekaddes hazretleri Kadir gecesini pek çok hikmet ve maslahatlardan dolayı
kesin bir şekilde açıklamamış, ancak Nebii vasıtasıyla bazı alâmetlerinin
açıklanmasına izin vermiştir. Kadir gecesinin kadrini bilen arar, arayan bulur.
Kadir Gecesinin Duası
Hz. Âişe'den Allah'ın
Resulüne:
ya Resûlallah! (s.a.v.)
Kadir gecesine ulaşırsam nasıl dua edeyim? dedim.
Nebi (s.a.v.) şöyle
buyurdu:
"Allah'ım! Sen affedicisin,
affetmeyi seversin, beni de affet" Tirmizî, deavât; İbn Mâce, duâ; Ahmed
b. Hanbel, I, 419, 438; VI, 171, 182, 183, 208, 258.
Kadir Gecesi Namazı
Bu şerefli gecede
teravihten sonra bir müddet daha ibâdette bulunulması, nafile namaz kılınması,
bu geceyi ihya demektir.
Deniliyor ki, Kadir
namazının en azı iki rekat, ortası yüz rekat, en çoğu da bin rekattır. Bu
namaz, iki rekat kılındığı takdirde her rekatında iki yüz âyet-i celile
okunmalı, yüz rekate kadar kılındığı takdirde her rekatında Fatiha-i şerifeden
sonra süresiyle üç kere de İhlâs sûresi okunup her iki rekatte bir selâm
verilmelidir.
Ya Rabbi, sen
affedicisin, affı bağışlamayı seversin, beni affet" duası da tekrar
edilmelidir.
Bu namazın bu veçhiyle
kılınacağı hakkındaki rivayetler pek kuvvetli değildir. Asıl maksat, bu geceyi
mümkün olduğu kadar ihya etmektir. Bu kudsî gecede elden geldiği kadar şâir
nafile namazlar gibi tatavvu'an namaz kıhnabilir. Her halde tekellüften
kaçınılması efdaldir.[Bilmen, Ö. Nasuhi, Büyük İslâm İlmihali, 206.]